18 Haziran 2014 Çarşamba

Şimdi Tatil Zamanı

       
         Evet iyisiyle kötüsüyle bir yılı daha gerimizde bırakıyoruz. Bugün 2 sınavım vardı biri organik kimya diğeri ise bilgisayar. Organik sınavından çıktım, bilgisayar sınavını bekliyorum. Bu arada sizleri de durumdan haberdar etmek istedim. Biliyorsunuz ki her öğrenci gibi benim de sınavlarım vardı. Yoğun bir ders çalışma programı sonunda bugün bilgisayar sınavımızı da olup bir nefes alabileceğiz inşallah. Tabi bütleri hesaba katmadım bunu söylerken :) Umarım bütsüz geçerim.


 
Bu cümleyi benim için kursunlar istiyorum artık :) Üniversite hayatımın 4. dönemi ve şimdiye kadar istisnasız her dönemde 1 bütüm vardı. Babam büte kalmama izin vermiyor :D Ama mukadderat :)
 
İşte bu yoğun çalışma temposundan dolayı sizlere paylaşım yaparken eksik kalmış olabilirim. Ama bundan sonra çok daha iyileriyle karşınızda olacağım inşallah. Sürç-ü lisan ettiysek affola.
 
Ayrıca bilgisayar sınavımda başarılar dilediğinizi duyar gibiyim, teşekkür ederim :)

17 Haziran 2014 Salı

Her Uyandığınız Güne Yepyeni Başlayın..



Uyandığınız her sabah geri kalan ömrünüzün ilk günüdür. O halde çok daha iyi yaşamaya ne dersiniz?


               
              Hayko Cepkin - Kurtalan Ekspres | Yeni Bir Gün...

Satranç

        Satranç, iki oyuncu arasında satranç tahtası ve taşları ile oynanan bir masa oyunu. Dünya çapında turnuvaları düzenlenir ve bir spor kabul edilir.
        Bu oyun satranç tahtası denilen 8×8 lik kare bir alan üzerinde satranç taşlarıyla oynanır. Toplam 64 karenin yarısı siyah, yarısı beyaz renklerden oluşur. Taraflar beyaz ve siyah renkli taşları alırlar, her oyuncunun bir seferde bir hamle yapmasıyla oyun gelişir. Oyunun başında beyaz ve siyahların 16 taşı bulunur. Bunlar bir şah, bir vezir, iki kale, iki fil, iki at ve sekiz piyondan oluşur. Oyunun amacı karşı tarafın şahını mat etmektir.
        Benim için satranç, çok sevdiğim fakat çevremde oynamayı bilen insana rastlayamadığım ya da bilse de oynamak istemediği için mecburen oynamaktan vazgeçtiğim, bununla birlikte hala deli gibi oynamak istediğim bir oyun. Beyni çalıştıran, karşılaştığınız sorunlara farklı çözüm yolları sunan fevkalade bir spor. 
        İlkokuldayken merak saldığım satranç oynama serünevim, babamın hediyesi olan ahşap, çekmeceli satrançla başladı diyebilirim. Çocuktum ve babam benimle satranç ve dama oynardı. Beni diskalifiye edip kardeşime oyun hakkı tanırdı. Çok çekişmeliydi kardeşim ve benim için babamla oynadığımız oyunlar :) Babamsa bize bilerek yenilir, böylece mutlu olmamızı sağlardı. Bu oyunu oynamasam da bir türlü vazgeçemememin sebebi belki de bana mutlu anlar yaşatmasıdır, kim bilir? Çocuktum ve mutluydum. Büyüdüm ve sorumluluklarım arttı. Annemden, babamdan uzakta bir şehirde hayatla başbaşayım. Yanımda olmasalar da manevi desteklerinin, dualarının her zaman için benimle olduğunu biliyorum. Canlarımdan uzakta hayat zor elbette fakat öğrenmem, büyümem ve ayaklarımın üzerinde durabilmem gerek. 
        Onlardan uzaktayken öğrendiğim bir şey var. Hiç kimse size onlar kadar değer vermez. Hiç kimse sizi onlar kadar düşünmez, korumaz, kollamaz. 
        Onlarsız mat olma ihtimaliniz yükselir fakat sizin vezir taşınızın, rakibin şahını tehdit edip kendi şahını koruması gibi ailenizin duası da Allah'ın izni ile sizleri korur. Şah elinizden gittikten sonra oyun biter. Şahınızı koruyun, o olmadan diğer taşların hiç bir ehemmiyeti yoktur. Şah sizin ailenizdir. Onları kırmayın, sevginizi gösterin. Çünkü bu dünyada herkes gider de bir canınız, ciğeriniz, aileniz gitmez sizden.
        Velhasıl kelam dostlar, ben satranç oynamayı çok seviyorum ve rakiplerimi de elbette bekliyorum :)


Yeni İlgi Alanım

Sizlere yeni ilgi alanımdan bahsetmek istiyorum.

HİNT KINASI.. Evet Hint Kınası.

        Biz kızlar bir araya geldik mi eğlenmek isteriz. Bunun için de her fırsatı değerlendiririz. Yine geçenlerde içinde bulunduğumuz durumu eğlenceye çevirmek istedik ve 4. sınıfta olup mezun olacak olan arkadaşımız için "Mezuniyet Kınası" hazırladık. Eminönü'nden aldığımız kınayla bir güzel 'Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlaaaaar' türküleri söyledik. Sonraki aşama tabiki kına yakma merasimi :) Kınalar yakıldı, oyunlar oynandı. sonra kafamızda bir şimşek çaktı. 'Hadi' dedik. 'Hadi elimizin üstüne Hint figürlerini kullanarak kına yakalım. Şeklimiz olsun :D' Elimizdeki imkanlarla -şırınga- elimizin üstüne kınadan sarmaşık desenler çizdik. çok da güzel oldu fakat Hint kınası kullanmadığımız için bir kaç günde kayboldu sarmaşıklarımız.
Ancak fikriniz olsun diye sizler için bir kaç görsel paylaşacağım :)










21 Mayıs 2014 Çarşamba

Sahi, Sana Bakmak Neydi?



Bir Umut Var 'Geleceğim, Bekle' Diyen, Öyle Bir Umutsuzluk ki Tarih Bile Veremeyen...

Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü
Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden
Bebekler hayta hayta yürümeden
Geleceğim diyorum, geleceğim sana
Ne olur kesin bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Beklesen de olur, beklemesen de
Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende
Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde
Hangi ses yürekten çağırır beni sana
Geleceğim diyorum, takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.

Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi
Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi?
Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana
Kesin bir gün belirtemem, n`olur takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben
Yeter ki bir çağır beni çiçeklendiğin yerden
Gemileri yaksalar da geleceğim sana
On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.

Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif
Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız
Ey benim alfabemdeki kadîm Elif
Ne güzellik, ne de tat var baharsız
Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
Kimseye uğramam ben sana uğramadan
Kavlime sâdıkım, sâdıkım sana
Takvim sorup hudut çizdirme bana
Ben sana çiçeklerle geleceğim
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. 


                        Bahaeddin KARAKOÇ

İşte o resim animasyon oldu


Maden işçisi çocuğunun çizdiği resim animasyon... paylaşan: issizler

Bazen hiçbir şey söyleyemezsin ya hani, boğazın düğümlenir de yutkunamazsın. Ağzını açarsın da konuşmak için, fakat anlamsız sesler çıkarır ve tekrar susarsın. Bir şeyler vardır içinde söylemek istediğin ya da öyle anlar yaşarsın ki yorum bile yapamazsın içinde bulunduğun durumla ilgili. Bazen söyleyecek bir şey yoktur artık. Canlar yanmıştır bir kere. 'Konuşayım konuşmasına da fayda verecek mi?' dersin bundan sonra.

İşte tüm bu kargaşanın bir animasyonunu yapmışlar. Tekrar tekrar bakarsın belki yada bakmaya dahi cesaret edemezsin.

14 Mayıs 2014 Çarşamba

Gün Kömür Karası !


Helal kazanç için canını tehlikeye atan varlık.. O baba, o oğul, o eş, o kardeş, o can can.

Gün yas günü, gün yaş günü. Gün kardeşlik, birlik, beraberlik günü. Gün dünyevi hayatı bir kenara koyup; yalvarma, yakarma, dua etme günü.

Aşka Sevdalanma



Can verme sakın aşka aşk afeti candır 
Aşk afeti can olduğu meşhuru cihandır 
Sakın isteme sevdayı gam aşkta her an 
Kim istedi sevdayı gamlı aşk ziyandır 
Her ebrulu güzel elinde bir hançeri honriz 
Her zülfü siyah yanında bir zehirli yılandır 
Yahşi görünür yüzleri güzellerin emma 
Yahşi nazar ettikte sevdaları yamandır 
Aşk içre azap olduğu bilirem kim 


Her kimseki aşıktır işi ahü figandır 
Yadetme güzel gözlülerin merdümi çeşmin 
Merdüm deyip aldanma kim içtikleri kandır 
Gel derse Fuzuli ki güzellerde vefa var 
Aldanmaki şair sözü elbette yalandır.

                                     
                                     Şair FUZULİ